İnegöl Oylat Kaplıcaları

İnegöl Oylat Kaplıcaları

Üyesi olmaktan büyük mutluluk duyduğum Tuyed.org.tr derneği ile birlikte İnegöl Belediyesi‘nin daveti ile İnegöl Oylat gezimiz İstanbul‘dan keyifli bir yolculukla başladı.

Geç saatte ulaştığımız İnegöl de tabi ilk durağımız İnegöl köftesi yemek üzere Orhan Köfte oldu. Bizim için hazırlanmış masada nefis İnegöl köftesi ve piyaz yedikten sonra oylat kaplıcalarına doğru yola çıktık.

Ben de yıllar önce Oylat kaplıcalarına kayın validem ile gitmiştim. Kaplıcaya gitmediği zaman kışı ağrılı geçirdiğini söyler ve her yıl gitmeye gayret gösterirdi. İnegöl kaplıcası ile meşhur mu? meşhur, köftesi ile meşhur mu? meşhur, mobilyası ile meşhur mu? meşhur. Ama yalnızca bunlarla sınırlı olmayan muhteşem bir doğaya sahip bir ilçemiz. Evet akla İnegöl dendiğinde mobilya, köfte ve kaplıca gelse de İnegöl Belediyesi ve İnegöl sevdalıları İnegöl ün yalnızca bu üç unsurdan ibaret olmadığını Turizm açısından da gezilip görülmesi gereken tarihi yerleri, müzeleri, doğa sporları ile de ön plana çıkarmak için çalışmalar yapmaktalar.

Gece ulaştığımız Oylat Kaplıcalarında herkes odalarına çekildiğinde sabah erken saatte nasıl kalkacağım o kadar yorgunum ki diye düşünürken mis gibi hava sayesinde sabahın erken saatlerinde o kadar rahat uyandım ki inanamadım.

Sabah açık büfe kahvaltının ardından Oylat kaplıcaları ile ilgili bilgi almak üzere toplandık.

Türkiye’nin en eski anonim şirketlerinden olan Oylat Kaplıcaları A.Ş  46 tane ortaktan oluşmakta ve en büyük hissedarı İnegöl Belediyesi.

Yönetim Kurulu Başkanı da İnegöl Belediye Başkanı Ali Nur Aktaş’tır. Rivayete göre oylatın adının eskiden ölyat olduğu zamanla Oylat’a dönüştüğü söylenmekte.

Bizans imparatorluğu zamanında İnegöl civarına hakim olan tekfurun sevgili bir kızı varmış ve günün birinde kızı hastalanmış, yatağa düşmüş. Hekimler çare bulamamışlar. Hastalık çok uzun sürünce hekimler kızı göz önünden uzaklaştırmak ve son bir tedavi şansı vermek için ormanın içindeki o zaman için adsız olan bu ılıcaya gönderilmesini tavsiye etmişler. Kızın son günlerini yasadığına inanarak ölyat deyip buraya bırakmışlar. Kız her gün bu sularda yıkanmış ve gün geçtikçe iyileşmiş. kısa zamanda eski sağlığına kavuşup babasının yanına dönmüş. Bundan sonra civar halkı burayı şifalı kaplıca olarak bilmiş ve isim oylat olarak söylenmeye başlamıştır.

Oylat kaplıca suları çok sayıda minerale sahip olup içilebilir kalitededir ve kaynağından direk olarak kullanılmaktadır. İnegöl Turizm A.Ş. Genel Koordinatörü Nezir Kuyumcu dan da aldığımız bilgilere göre de projeleri şu şekilde  Dostum (Doğa sporları ve Turizm merkezi), Doğal yaşam çiftliği, Masal köyü parkı, Kervan saray, Boğaz ova, Yayla gibi birçok proje ile İnegöl deki turizm anlayışını değiştirmeyi düşünmekteler.

İki gün boyunca bizin için çok güzel bir program hazırlanmıştı bu program kapsamında Oylat Kaplıcası, Kıran Şelalesi, Oylat Mağarası, Oylat boğazı Kadınlar Kooperatifi İshak Paşa Cami ve Külliyesi Ortaköy Kervan sarayı  Kent Müzesi Mobilya Müzesini gezip görme fırsatını bulduk.

Aynı zaman da Doğa Turizmi kapsamında da betonlaşmış şehirlerden sıkılan doğayı ve sporu sevenler için 80,000 metre karelik bir alanda kurulu hangar kafeterya atv, moto kros alanı, uçuş pisti, bisiklet alanı, okçuluk, balıkçılık alanı, misafir salonu, konaklama odaları ile doğa yürüyüşleri, atv safari, okçuluk, moto kros, yamaç paraşütü, sportif balıkçılık, kano, bisiklet, kampçılık gibi doğa sporlarının yapılabileceği merkezi gezmekten büyük bir keyif aldık.

İnegöl’den ayrılmadan önce İnegöl Belediye Başkanı Ali Nur Aktaş, İnegöl Kaymakamı Ali Akça ile yapılan toplantıda daha farklı neler yapabilirler eksileri ve artıları ile ilgili bilgi alışverişinde bulunduktan sonra İstanbul’a doğru yola çıktık. Ama İnegöl kaplıcası, müzeleri, mağarası, dağcılık sporu, doğa sporları ve gezilecek görülecek yaylası ile sizleri bekliyor. Bu iki günlük gezi benim için çok keyifli geçti emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimle sevgiyle kalın.